Genç bir ergen, Ian'ın insanların fark etmeyecekleri şekilde görsel illüzyonlar oluşturma yeteneğini kullanarak küçük dolandırıcılıklar yaparak babasıyla birlikte şehrin dış mahallelerinde yaşamaktadır. Ancak işler, genç delikanlının yeteneklerini kontrol edemediği bir anda, herkesin içinde olduğu bir durumda karışır. Bu hikaye, sıradan hayatından sıkılmış ve yeteneklerini kullanarak alışılmadık bir yol izleyen genç bir çocuğun etrafında döner. Baba ve oğlun, hayatlarının çoğunu insanları dolandırarak geçiren bir aile olarak yaşamaları, tuhaf bir yaşam biçimine dönüştüğünde, işlerin karıştığı yer burasıdır. Ancak bu tuhaf yaşam tarzı, genç çocuğun yetenekleri kontrol dışı olduğunda sonunda bir stres noktasına ulaşır. Bu durum, hikayenin ana temasını oluşturur ve seyirciye, yeteneklerin ve gücün kontrolünün ne derece önemli olduğunu ve bunun ahlaki ve etik sonuçlarını gösterir. Hepimizin zaman zaman kendi yeteneklerimizi ve potansiyellerimizi kontrol edememe durumları olmuştur ancak bu film size, bunun sonuçlarının ne olabileceğini çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Yönetmenin ve senaristin bu hikayeyi ele alış biçimleri, seyircinin kendini ana karakterin yerine koyup onun yaşadığı duygusal zorlukları hissetmesine olanak sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında, film yeteneklerimizin ve gücümüzün bizi değil bizim onları kontrol etmemiz gerektiği mesajını güçlü bir şekilde veriyor.
Film hakkındaki düşüncelerinizi paylaşın