Oyuncu

Al Pacino

Asıl adı Alfredo James Pacino olan Al Pacino, Doğu Harlem, New York’da 25 Ekim 1940’da dünyaya gelmiştir. Rose Gerardi ve Salvatore Pacino adındaki İtalyan çiftinin oğludur. Hayali basketbolcu olmak olan Al Pacino, Performans Sanatları Lisesinin seçmelerine katılır ve jüri tarafından kabul edilir. Buna karşı çıkan annesi ile tartıştıktan sonra evi terk eder. Pacino, oyunculuk eğitimlerini karşılayabilmek için postacılık, garsonluk, temizlikçilik gibi işler yapmıştır.

TİYATRO KARİYERİ

1967 yılında Boston’da bulunan Charles Tiyatrosunda bir yıl boyunca Clifford Odets’in, Awake and Sing! ve Jean – Claude Van İtallie’nin, America Hurrah oyunlarında sahne almıştır. 1968 yılında ise Israel Horovitz’in, The Indian Wants the Bronx oyununu Astor Place Tiyatrosunda, Murph adlı karakteri canlandırmıştır.

177 kere canlandırdığı karakter ile başarılı bir performans sergileyen aktör Obie Ödülüne layık görülmüştür. 1983’te ara verdiği tiyatro kariyerine 2002 yılında tekrar dönecektir.

SİNEMA KARİYERİ

Tiyatro sahnesindeki başarısından sonra sinema alanındaki ilk adımını 1969’da “Me, Natalie” filmi ile atmıştır. Film finansal açıdan başarılı olamamıştır.1970 yılında Al Pacino, CMA adında bir yetenek ajansı ile anlaşma imzalamıştır.

1971 yılında rol aldığı The Panic in Needle Park filminde canlandırdığı eroin bağımlısı karakter yönetmen Francis Ford Coppola’nın dikkatini çekmiştir. Al Pacino’yu sonradan bir gişe rekortmeni olacak The Godfather (1972) filminde oynatmak istemektedir. Jack Nicholson, Warren Beatty, Robert Redford ve o zamanlar henüz çok tanınmayan oyuncu Robert De Niro da şansını bu rol için denemiş fakat aralarından Al Pacino seçilmiştir.

Al Pacino’nun filmdeki performansı Akademi Ödülü adayı olmasını sağlamıştır ve kariyerinin geleceği konusunda bir ipucu vermiştir. Akademi Ödülü töreni sırasında kendisni Yardımcı Oyuncu dalında aday gösterdikleri için boykot etmiştir çünkü ana karakterden daha fazla ekranda göründüğünü iddia etmiştir. 1973 yılında Pacino, Scarecrow adlı filmde Gene Hackman ile birlikte rol almış ve Canned Film Festivalinde, Palmed’Or ödülünü kazanmıştır. Aynı yıl Serpico filminde gösterdiği performans ile en iyi oyuncu dalında akademi ödülüne aday olmuştur. 1974 yılında ise Godfather serisinin ikinci filminde Michael Corleone karakterini bir kez daha canlandırmış ve Oscar’a üçüncü kez En İyi Oyuncu dalında aday olmuştur. Bu adaylığı başrol oyunculuğu için ikinci adaylığı olmuştur.

1975 yılında John Wojtowicz adlı karakterin gerçek hayatından esinlenilmiş Dog Day Afternoon John filminde Sidney Lumet yönetmenliği altında gösterdiği performans ile En İyi Oyuncu dalında Oscar Akademi Ödülüne tekrar aday olmuştur. 1977 yılında ise Pacino, Sydney Pollack’ın yönetmenliğini yaptığı Bobby Deerfield filminde bir yarış pilotunu canlandırmıştır. Bu performansı ile en iyi dram filmi oyuncusu dalında Altın Küre ödülü kazanmıştır. And Justice For All yapımındaki iyi performansı nedeni ile dördüncü kez en iyi oyuncu dalında Oscar Akademi Ödülüne aday olmuştur fakat o sene de ödülü alamamıştır. 70’lerde Al Pacino 4 kez bu ödüle aday olmuştur.

Pacino’nun kariyeri 1980’lerde bir çöküşe uğramıştır. Cruising adlı erotik içerikli filmde oynadığı rolü New York’ta bulunan eş cinsel insanların tepkisini çekti ve bir süre ekrandan uzak kaldı. Fakat 1983 yılında Scarface (Yaralı Yüz) filmindeki performansı onun kariyerini tekrar aydınlattı ve kendisi ile bütünleşmiş bir rol yaratmasını sağladı. Film çok şiddet içermesi nedeni ile sert eleştirilere maruz kalmıştır fakat sonradan eleştirmenlerin övgüsünü hak etmiştir. Pacino filmde canlandırdığı karakter olan Kübalı uyuşturucu baronu Tony Montana ile Altın Küre ödülüne aday olmuştur.

1993 yılında Al Pacino, Martin Brest’in yönetmen ve yapımcılığını yaptığı Kadın Kokusu (Scent of a Woman) filmindeki kör Amerikan Ordusu askeri Frank Slade karakterini canlandırmıştır. Filmdeki performansı ile dört kez aday olduğu Oscar Akademi Ödülünü kazanmıştır. Aynı yıl Pacino “Glengarry Glen Ross” filmindeki performansı ile en iyi yardımcı oyuncu dalında Oscar ödülüne aday olmuştur. Bu sayede aynı sene içerisinde iki farklı filmle iki farklı ödüle aday olan ve bir başrol ödülü alan ilk erkek oyuncu olmuştur.