Ülke

Fransa

Fransa Sinema Tarihi

Fransız sinema sektörünün Fransız devleti tarafından kanunlar çerçevesinde korunma altında olduğu bilinmektedir. Dünya üzerinde Fransızca konuşan insan sayısının az olması sebebiyle sektör, İngilizce olarak çekilen filmler ile rekabet edememektedir. Aynı zamanda Hollywood gibi İngilizce’nin hakim olduğu sektörlere yabancı dillerde filmler giriş yapamamaktadır. Bundan dolayı Fransız filmlere ayrılan bütçe fazla değildir. Bunun önüne geçmek ve ülke genelinde sinema sektörünü desteklemek amacıyla devlet tarafından film stüdyolarına vergi desteği sağlanmaktadır. Televizyon kanalları için verilen vergilerin bir kısmı, film stüdyolarına bütçe olarak aktarılmaktadır. Sinemada yayınlandıktan sonraki 4 ay içinde bir yapımın DVD’sini satmak ülke genelinde yasaklanmıştır.

Bu durum dışında, Fransız sinema geleneği güçlü ve yenilikçi bir kimliğe sahiptir. Avrupa’da en çok sevilen film sektörü olması dolayısıyla gerek Avrupa’nın içinden gerekse de tüm dünyadan yetenekli oyuncular Fransız sinema sektörüne akın etmektedir. Polonya, Arjantin, Rusya ve Gürcistan gibi ülkelerden gelen yapımcı ve yönetmenler Fransız sinema sektöründe çoğunluğu oluşturmaktadır. Bununla birlikte başarılı olan Fransız yapımcı ve yönetmenler, Amerika Birleşik Devletleri’nde kariyerlerini devam ettirmektedir.

Fransa sinema sektörünün bu kadar güçlü olmasının bir diğer sebebi ise Fransanın dünyadaki en fazla sinema sahnesine sahip olan ülke olmasıdır. Ülkenin geleneksel kimliğini yansıtan sahnelerin yanı sıra, Disney gibi dev Amerikan stüdyolarına ait sahneler de ülkede bulunmaktadır. Fransa sinema sektörü, bir sene içinde ürettiği film sayısıyla Avrupa içinde en başarılı sinema sektörüdür. Sadece 2015 yılında 300 film yapılarak bir rekor kırılmıştır. Diğer taraftan Fransa, Amerikan yapımı olmayan filmler arasında en fazla paya sahip ülkedir. Sektörde, Amerikan filmleri %44.9 ile temsil edilmektedir. Diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında bu fazlasıyla düşük bir orandır. Bu durumun sebebi yerel yapımların ticari gücüdür.

Fransız Filmleri

Fransa’da ilk film ülkenin başkenti Paris’te 28 Aralık 1895 tarihinde yayınlanmıştır. Auguste ve Louis Lumière isimli iki mucit tarafından yapılan L’Arrivée d’un train en gare de La Ciotat isimli 1895 tarihli yapım, birçok tarihçi tarafından sinema fotoğrafçılığının icadı olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde Fransız filmleri ağırlıklı olarak orta sınıfa hitap etmekteydi ve çoğunlukla kafeler ile gezici panayırlarda gösterilmekteydi. 1895 yılından birinci dünya savaşına kadar olan dönemde Fransız sineması hızla büyümekteydi.

Birinci dünya savaşı sonrasında ise ülkenin ekonomik olarak batmasından ötürü sinema sektörüne ayıracak bütçe kalmamıştı. Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Fransa’da da sinemacılık azalmaktaydı. Bu durum ise Amerikan sinema sektörünün Avrupa pazarına giriş yapabilmesini sağladı. Avrupa filmlerinden daha ucuza satılan Amerikan filmleri karşısında Avrupalı ülkeler sinema konusunda Amerika’ya karşı sınırlamalar koymaya başladılar. Fransa ise her ithal edilen yedi film karşısında bir adet Fransız filminin yapılması gerektiği şartını yasalaştırdı.

Birinci dünya savaşından ikinci dünya savaşına kadar olan dönemde Fransa’nın sinema sektörü romantik gerçekliğe dönüşmeye başladı. Kısa bir süre içinde ülke genelinde romantik gerçeklik tüm sahnelerde yerini bularak tüm sektörü ele geçirdi. İkinci dünya savaşında ise ülkenin kısa bir süre içinde Almanya tarafından ele geçirilmesiyle sinema sektörünün faaliyeti durdu. İkinci dünya savaşı esnasında Fransa’da, Les Enfants du Paradis ismiyle sadece bir film yapıldı. 1945 yılında yayınlanan filmin yapımı işgal dolayısıyla oldukça zor olmasına rağmen 1990 yılında yüzyılın en iyi Fransız filmi seçildi.

İkinci dünya savaşı sonrasında Fransız sinema sektörü tekrar ayağa kalkmaya çalıştı. Ancak savaşın getirdiği yıkım dolayısıyla bu kalkınma yavaş ilerledi. Özellikle 1950 ve 1970 yılları arasında Amerikan yapımcı ve yönetmenlerin Fransa’ya yatırım yapmalarıyla sektör yavaş yavaş tekrar canlandı.

Sıkıntılı bir dönemden geçen Fransız sinema sektörü, 1981 yılında Diva isimli film sayesinde tekrar yükselişe geçti. Bu tarihten itibaren halk arasında sinemaya karşı olan talep artmaya başladı ve 2000’li yılların başına gelindiğinde Fransız sinema sektörü toparlanmıştı. 2001 tarihinde ünlü Fransız yönetmen ve yapımcı Jean-Pierre Jeunet tarafından yapılan Amelie isimli başyapıt klasikler arasında yerini alarak Amerika’da en çok satan ilk Fransız filmi oldu. 2008 yılında ise dünyaca ünlü şarkıcı Edith Piaf’I, La Vie en Rose filminde canlandıran Marion Cotillard en iyi kadın oyuncu olarak Akademi Ödülüne layık görüldü.

Günümüze gelindiğinde ise Fransız sinema sektöründe rekor kıran sayılarda filmler yapılmaya devam ediliyor olsa da, son zamanlarda ünlü bir film yapılmadığı kabul edilmektedir. Buna rağmen 2015 yılında yapılan Taken 3 isimli film ülke dışında 600 milyon avrodan fazla satış rakamlarına ulaşmıştır.