Ülke

South Africa

Güney Afrika Sinema Tarihi

Beyazlar tarafından kolonileştirilmiş olması ve günümüzde de koloni etkisini sürdüren Güney Afrika’da, sinema sektöründe en fazla beyazlar ve siyahlar arasındaki ırk çatışmalarına değinilir.

Güney Afrika’da kurulan ilk sinema stüdyosu Killarney Film Studios olmuştur. 1915 yılında kurulan stüdyo, Amerikalı iş adamı Isidore W. Schlesinger tarafından Güney Afrika’da ortaya çıkan altın rezervini araştırmak için gittiğinde kurulmuştur. Ailesini karşısına alarak gerçekleştirdiği bu ziyaret sayesinde Schlesinger’in altını sinema sektörü olmuştur.

1910 ve 1920’li tarihlerde Güney Afrika filmlerinin birçoğu Durban bölgesinin etrafında yapılmıştır. Bunun sebebi KwaZulu-Natal ve özellikle Drakensberg bölgelerinin hareketliliğinden ve heyecanından yararlanmaktı. KwaZulu-Natal De Voortrekkers (1916) ve The Symbol of Sacrifice (1918) gibi tarihi filmlere ev sahipliği yapmıştır. Bununla birlikte Amerikan film yapımcısı Lorimer Johnston, 1910’lu yılların sonunda Güney Afrika yerel halkına hitap eden birtakım filmleri Amerikan oyuncuların katılımı ile yapmıştır.

Sinema sektörüne sesli film teknolojisinin gelmesi ile Sarie Marais isimli ilk sesli Afrika filmi 1931 yılında vizyona girmiştir. 1948 yılında yapılan Die Wildsboudjie, 1949 yılında tekrarı çekilen Sarie Marais ve 1950 yılında yapılan Daar doer in die boesveld gibi yapımlar Güney Afrika’nın, Afrika dilini konuşan beyaz nüfusuna hitap etmeyi devam ettirmiştir.

1950’li yıllarda ise uluslararası film yapımcıları tarafından Güney Afrika’nın çeşitli bölgelerinin kullanılmasına film çekimi için olan talep artmaya başlamıştır. Bir İngiliz yapımı olan 1956 tarihli Coast of Skeletons ve bir Amerikan yapımı olan 1967 tarihli The Cape Town Affair gibi yapımlar, dış film setleri kullanımı yerine filmlerin gerçek yerlerde çekilmesine yönelik olan eğilimin örneklerini oluşturmaktadır. Ancak diğer film sektörlerinin aksine 1950’li yıllarda Güney Afrika film sektöründe 1960 yılına kadar sadece beş film yapılmıştır.

İkinci dünya savaşının kıta üzerindeki etkilerinin yavaş yavaş azalmaya başlamasıyla 1960’lı yılların ortasında Güney Afrika sinema sektörü bir yükselişe geçmiştir. Sadece 1965 yılında yedi film yayınlanmasıyla tek bir yılda önceki on yıldan daha fazla kar ettiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda sektörde daha önce çekilmemiş olan drama, suç ve macera gibi kategoriler de bu yıllarda yer almaya başlamıştır. Dolayısıyla 1965 yılı Güney Afrika sinemasında bir dönüm noktası olmuştur. 1967, 1968 ve 1969 tarihlerinde ise Amerika, İngiltere ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden ünlü oyuncular Güney Afrika filmlerinde yer almaya başlamıştır.

1970’li yıllara gelindiğinde ise bir Hollanda kolonisi olan Güney Afrika’da, Hollandalılar tarafından yapılan film sayısında bir artış başlamıştır. Bu durumun sebebi Güney Afrika’da yaşayan Hollanda kökenli vatandaşlara hitap etmek olmuştur. Bu durum ise halihazırda kırılgan olan halk arasında daha da yıpranmaya yol açmıştır. Bu durum 1980’li yılların sonlarına kadar devam etmiştir.

1980’li yılların sonuna gelindiğinde yavaş yavaş Hollandalı nüfusun azalması ve yerlerini Güney Afrika’nın yerlisi olan insanların almasıyla beyaz ve siyahlar arasındaki eşitsizliklere değinilmeye başlanmıştır. Bu çerçevede, özellikle Hollandalı vatandaşların siyahlara karşı yaptığı ayrımcılık anlatılmış, siyahların ise beyazları adeta bir Tanrı gibi görüyor olmaları eleştirilmiştir. Özellikle 1980’li yılların sonunda Güney Afrika sektöründe Amerikan oyuncular yer almaya başlamıştır.

Amerikan oyuncuların yer almaya başlamasıyla sektör 1990’lı yılların başında Amerikan kültüründen etkilenmeye başlamış, bunun neticesinde de Amerikan kültürünü yansıtan filmler ortaya çıkarmışlardır. 1991 yılında Frans Nel tarafından yapılmış olan American Kickboxer isimli film buna bir örnektir.

1990lı yıllarda başlayan bu Amerikan etkisi günümüze kadar devam etmektedir. Özellikle Marvel’in, Afrika’ya girmesiyle Güney Afrika film sektörü adeta bir Amerikan film sektörü olmuştur. 1910 ve 1970 tarihleri arasında sadece Hollandalı filmler yapılırken 2021 yılında sektör içinde sadece bir adet Hollandalı filme yer verilmiştir. Geriye kalan tüm filmlerin hak sahipliği Netflix ve Marvel gibi devasa Amerikan stüdyolarına aittir. Aynı zamanda sektör içinde Afrika diline verilen yer azalmış, İngilizce olarak yapılan film sayısında olağanüstü bir artış yaşanmıştır.